Gözlerinde kaybolan bu sabahsız gecelere hapsoldum
Anılar duman olmuş, yaş olur kanamaz yarem
Bir umut nöbetlerdeyim aşkın kötü
huylu bir kanser gibi sarmış yüreğimi
Hiç halim yok zaten
Yine daralıyor bu göğüs kafesim
Adını zikreden bir yudum nefesim
Pas tutar mı aşk yas tutan anılar
Dört duvar ve ben dramatik piyesim
Derdimsin gecelere demir atmış
Dost ay ışığı güneşim beni satmış
Kök salan o aşkının meyvesi
Yanağımdan süzülen tuzlu bir tatmış
Yerini almış kronik acılar
Sensiz dünya dipsiz kuyudur
Utanma yüreğim dök içini ağla
Gözyaşı tanrının sihirli suyudur
Ve cana biriken yarına sel oldu
Savrulur beden oradan oraya
Dün yüzüme gülen bugüne el oldu
Kavrulur bu kalp ne desem boş
Gözlerinde kaybolan bu sabahsız gecelere hapsoldum
Anılar duman olmuş yaş olur kanamaz yarem
Bir umut nöbetlerdeyim aşkın kötü
huylu bir kanser gibi sarmış yüreğimi
Hiç halim yok zaten
Sana vurgun bu deli kalbim
Şimdi tuz buz hâlde nicedir hâlim
Kırık bir sazla derdini yazanlar
Beni anlar ancak ölü ozanlar
Senden sonra yok durdu alem
Hem ecelim oldun bak hem de çarem
Dahası kalmadı içimde bir telaş
Ne yaşama derdi var ne de bir savaş
Varsa yoksa sen düşlerin tavanı
Saçların gibi tütünümün dumanı
Sisli hayaller kaplar içimi
Bu sensizliğin en komalı biçimi
Ve cana biriken yarına sel oldu
Savrulur beden ordan oraya
Dün yüzüme gülen bugüne el oldu
Kavrulur bu kalp ne desem boş
Gözlerinde kaybolan bu sabahsız gecelere hapsoldum
Anılar duman olmuş yaş olur kanamaz yarem
Bir umut nöbetlerdeyim aşkın kötü
huylu bir kanser gibi sarmış yüreğimi
Hiç halim yok zaten
Norm Ender – Son uyku ‘nun hikayesi
Sana daha iyi bir çocukluk yaşatmayı dilerdim ile başlayan ilginç ve trajik bir hikayesi olan Norm Ender in kendi sözleri ve şarkısı ile sizleri baş başa bırakıyorum.
NORM ENDER –
Maddi durumumuz küçükken çok yoktu, babam eve biraz baklava almıştı. O akşam çayla beraber bir güzel yedik.
Ertesi gün yerli malı haftası vardı sınıfta… Annem de kavanozun içine 1 tane baklava koydu bir kaba da zeytin peynir falan,her neyse sınıfa girdim herkesin önünde börekler falan… Sınıfın en gıcık çocuğu başıma dikildi ve gülmeye başladı..
-O baklavayı fareler için getirdin galiba dedi. Ben o anda utancımdan yerin dibine girdim herkes gülmeye başlamıştı. Direk okuldan çıktım eve gelip anneme bağırmaya başladım.
-Nasıl bir tane baklava koyarsın sınıftakilerin çantalarında bir sürü yiyecek vardı bende ise bir baklava biraz zeytin yarım ekmek beni rezil ettin dedim. O anda annem kırgın bir şekilde;
-Baklavalardan benim payıma düşen sadece buydu yavrum dedi.
O anda kendimden nefret ettim yer yarılsaydı da içine atlasaydım , anneme sarılmaya bile yüzüm kalmamıştı… Biliyorum annem bana kırılmaz ama ben kendime kırıldım böyle bir anneye bunu yaptığım için 10 yaşımdan beri her gece ALLAH ‘ın beni affetmesi için dua ederim.. O zamandan bu zamana ağzıma almadığım tek tatlıdır baklava.
Özgür Tüzer – Bundan öte ayrılık var
Ahmet KAYA canlandı gözlerimin önünde.
Yüce dağların ardında kaldı hayallerimiz
Bu şehirde yine ölüm var
Karanlıklar çöktü yine sevgilerde sahteymiş
Bu gönlümde yine hüzün var
Bundan böyle yol yok kolların çürüdü
Bundan öte karanlıklar
Sen beni anlamadın gözünü kan bürümüş
Bundan öte ayrılık var
Yüreğimi yakıyorsun o güzel gözlerinle
Bakışlarında bir ümit var
Sürgün edildiğim yerde kanatlarım kırıldı
Esen yelde senin kokun var
Bundan böyle yol yok kolların çürüdü
Bundan öte karanlıklar
Sen beni anlamadın gözünü kan bürümüş
Bundan öte ayrılık var
Manuş Baba – Bu havada gidilmez
Kişisel ve ücretsiz web sitesi açmak





